-
1 duvar saati
стенны́е часы́ -
2 duvar saati
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > duvar saati
-
3 ساعت ديواری
duvar saati -
4 saat
час (м) часы́ (мн)* * *- ti1) час, вре́мяsaatinde — в устано́вленное вре́мя, в назна́ченный час
saat kaçta? — в кото́ром часу́?
saat kaçtır? — кото́рый час?, ско́лько вре́мени?
o saatte orada kimse bulunmaz — в э́то вре́мя там никого́ нет
2) часыsaati çaldı — а) про́бил чей-л. час; б) наста́ло / пришло́ вре́мя (чего-л.)
bilek / kol saati — ручные часы
3) тех. указатель, счётчик; ме(т)р ( в названиях приборов)gaz saati — газомер, газовый счётчик
••- saat başına ücret
- saat bu saat
- saati çaldı
- saat gibi
- saat gibi işlemek
- saat on bir buçuğu çalmak
- saati saatine -
5 saat
час, часы; время; счетчик- akustik su saati
- amper saati
- çalışma saatleri
- duvar saati
- elektrik saati
- elektromanyetik su saati
- gaz saati
- güneş saati
- indüksyon su saati
- iş saatleri
- kilovat-saat
- kule saati
- kum saati
- masa saati
- master saat
- mesai saatleri
- poz saati
- sokak saati
- su saati
- ultrasonik su saatiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > saat
См. также в других словарях:
duvar saati — is. Duvara asılı saat Gözlerini açınca karyolasının karşısındaki duvar saatine baktı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
duvar — is., Far. dīvār 1) Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem 2) Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel Karabaş, bostan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saat — is., ti, Ar. sāˁat 1) Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker. R. N. Güntekin 2) Vakit, zaman Oyuncular meyus olmayarak gene saati… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dededen kalma — sf. Çok eski dönemlerden beri kullanılan Dededen kalma ihtiyar duvar saati, bire tam beş kalayı gösteriyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
montür — is., Fr. monture 1) Çeşitli takılarda taşın yerleştirildiği çerçeve 2) Vazo, duvar saati, ayna vb. eşyayı korumak veya kullanışını kolaylaştırmak için yapılan metal, bronz, gümüş çerçeve veya örgü … Çağatay Osmanlı Sözlük
konsol — is., Fr. console 1) Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli mobilya Mektupları götürmüş konsolun üzerine koyuyordu. T. Buğra 2) mim. Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, diğer bölümleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük